Son zamanlarda birçok aileden aynı cümleyi duyuyorum:

“Eskiden daha uyumluydu, neden şimdi sürekli itiraz ediyor?”

Aslında bu tablo, çoğu zaman bir davranış bozukluğu değil; çocuğun gelişimsel yolculuğunda oldukça beklenen bir döneme işaret eder. Çünkü çocuk büyüdükçe sadece fiziksel olarak değil, benlik algısı, duygu düzenleme kapasitesi ve kontrol alanı da değişir. Bu değişimin biz yetişkinlere yansıyan en doğal ifadesi: “Hayır” cümlesidir. Benim sahada en sık söylediğim cümle şudur: “Hayır demesi kötü bir şey değil; aslında ‘Ben de varım’ demeyi öğreniyor.”

2–3 Yaş: Benliğin İlk Kıvılcımı

Bu yaşlar, çocuğun kendi varlığını tanımaya başladığı ilk dönemdir. Bu yüzden “kendim yapacağım”, “istemiyorum”, “hayır” gibi ifadeler normaldir. Çocuk sınırlara karşı çıkmaya çalışmaz; sadece kontrol hissini denemeye çalışır. Bu dönemde sık gördüğümüz tepkilerin çoğu,

• günlük rutine direnmeler,

• yemek reddi,

• giyinmeyi istememe,

• oyundan kopamama gibi davranışlardır.

Ve bu davranışlarla çocuklar aslında bize şunu söyler: “Kendi kararlarımı test ediyorum.”

4–6 Yaş: Duygular Bilinir, Ama Kontrol Edilemez

Bu dönemde çocuk artık kuralları bilir; “yapılmaması gereken” davranışları da… Fakat henüz duygu düzenleme kapasitesi yetişkin seviyesinde olmadığı için, duygusu büyüdüğünde davranış da büyür. “Hayır” dediği her durumda aslında:

• Heyecan, Yorgunluk,

• Yoğun duygu,

• Dikkat dağınıklığı gibi içsel bir tetikleyici olabilir.

Buradaki itiraz çoğu zaman inat değil, çocuğun sinir sisteminin zorlandığının bir işaretidir.

7 Yaş ve Üzeri: İç Ses Büyür, Sınırlar Netleşir

Bu yaşlarda çocuklar mantığını daha aktif kullanır ama duygusal hassasiyet de artar. Bu nedenle hayır demeler bazen özerklik ihtiyacından, bazen sosyal baskıdan, bazen de “kendi kararımı savunmalıyım” duygusundan kaynaklanır. Artık hayır demek, inkâr değil, kişisel sınır inşasıdır. Bu da sağlıklı gelişimin çok değerli bir parçasıdır.

Peki ebeveyn ne yapabilir?

• Hayırı kişisel algılamayın. Çocuk sizi reddetmiyor; kendi alanını tanımaya çalışıyor.

• Seçenek sunun. “Şimdi giyiniyoruz” yerine: “Önce pantolonu mu giyelim, tişörtü mü?” Bu, çocuğun kontrol ihtiyacını dengeler.

• Rutin oluşturun. Öngörülebilirlik, çocuğun sinir sistemi için en güçlü düzenleyicilerden biridir.

• Sınır + ilişki = denge Şefkatli bir sınır, çocuğun hem güvenini hem uyum becerisini destekler. Yani tonumuz “kararlı”, yaklaşımımız “bağ kuran” olmalı.

• Duyguyu görün. “Gitmek istemediğini anlıyorum.” Bu cümle çoğu zaman davranıştan daha fazlasını düzenler.

Her ‘hayır’, biraz daha ‘ben’ demektir.

Uyum sorunları çoğu zaman çocuğun olumsuzlaştığı değil, geliştiği dönemlere denk gelir. Çocuk büyüdükçe soruları artar, seçenekleri fark eder ve dünyaya kendi penceresinden bakmaya başlar. Bizim görevimiz; hayırları yönetmek değil, hayırların altında büyüyen benliği desteklemek. Unutmayalım: Bir çocuğun hayır demesi, çoğu zaman “Ben buradayım ve öğreniyorum.” demesinin en sade hâlidir. Bu haftayı burada noktalayalım… Haftaya yine çocukların dünyasına birlikte bakmak ümidiyle. Kendinize iyi bakın