Bazı ölümler vardır; yalnızca bir insanı değil, bir umudu da alıp gider.
Bazı vedalar vardır; kalabalıklar içindeyken bile insanı yapayalnız bırakır.
Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın vefat haberini aldığımda, bir kadın olarak içimde tarifsiz bir sızı hissettim. Çünkü bu bir makamın, bir unvanın, bir koltuğun kaybı değildi. Bu; genç yaşta, hayata, mücadeleye ve üretmeye tutunmaya çalışan bir kadının zamansız vedasıydı.
Bir kadın olarak biliyorum; hastalıkla mücadele etmek yalnızca bedeni değil, ruhu da sınar. Hele ki omuzlarında bir şehrin sorumluluğu varken…
Gülşah Durbay, ağır bir hastalığın gölgesinde bile görevine tutunmayı seçti. Kolon kanseriyle verdiği zorlu mücadelede, pes etmeyen duruşu; sessiz ama onurlu bir direnişti.
Onun ardından duyulan acı, sadece Manisa sokaklarında değil, kadınların yüreğinde yankılandı. Çünkü biz kadınlar, başka bir kadının mücadelesini uzaktan da olsa hissederiz. Birimizin düşmesi, hepimizin içini ürpertir.
“Ben de olabilirdim” düşüncesi, işte tam da bu yüzden yakar insanın içini.
Bugün bir anne, bir evlat, bir yol arkadaşı, bir kadın ve bir belediye başkanı eksildi hayattan.
Ama ardında; cesaretin sessiz bir hatırasını, çalışkanlığın izini ve dimdik durmanın ne demek olduğunu bıraktı.
Bu satırları yazarken içimde bir şiir dolaşıyor. Okuyanın içi sızlasın diye değil; zaten sızladığı için dökülüyor kelimeler:
Bir kadın gitti bu şehirden,
Adını rüzgâr aldı götürdü.
Yorgundu ama vazgeçmedi,
En çok da bu yüzden incitti yokluğu.
Bir kadın düştü hayattan,
Şehir biraz daha sessiz şimdi…
Gülşah Durbay’ın ardından söylenecek çok söz var; ama bazı acılar sessizlikle anılır.
Bir kadının mücadelesi, bir başka kadının kalbinde böyle iz bırakıyorsa; bilin ki o hayat, boşa yaşanmamıştır.
Başımız sağ olsun Manisa…
Başımız sağ olsun kadınlar…
Hatice Değirmenci Dirgen