Taşı toprağı altın olan ülkemizin sarı incisi güzellik, bereket, kan, can, aşk ve sağlığın sembolü olan üzüm için bağ bozumu zamanı gelmiştir.
Asmanın veya üzümün milyonlarca yıllık geçmişi olduğu bilinmektedir. Asmanın ana vatanı ile ilgili farklı görüşler bulunmakla birlikte Hazar Denizi’nin güneyi, Kafkasya ve Kuzey Doğu Anadolu yöreleri asmanın ana vatanı olarak kabul edilmektedir.
Yaprağından yapılan sarmanın tadına doyum olur mu? Tabi ki olmaz.
Bağın var sa eğer yaprağın, pekmezin ve şarabın da var demektir. Kurutulan üzüm kışın vazgeçilmez çerezleri arasında yer alır. Leblebi ve kuru üzüm ya da ceviz ve kuru üzüm tam bir enerji yiyeceği olarak kullanılır. Aralar da atıştırıp açlığı yatıştırdığımız besin kaynağımızdır.
Üzüm, mitolojik dönemden itibaren en önemli meyveler den birisi olmaya devam etmiştir. Şarkılara şiirlere konu olan bu meyve serinletici ve ferahlatıcı özelliği ile dikkat çekmiştir.
Asma ve üzümle ilgili olarak anlatılan bir çok efsaneye rastlanmaktadır.
Şarap keyif almak isteyenlerin vazgeçilmez içeceği haline gelmiştir.
Üzüm ve üzümden yapılan şarap tarihin her döneminde önemini korumuştur.
Bu kıymetli meyve bazı yöreler de çorbanın yanında bazı yörelerde akşam meyve tepsilerinde yerini alır.
Üzümün ermemiş haline koruk denilir ve hamlık olmamışlığın sembolü temsil eder.
Üzümün yaprağı , koruğu olgunlaşması ve buna benzer tüm büyüme ve yetişme dönemindeki her halini hayatımızın içinde yer verip kullanırız. Koruk üzüm bamya yemeğinde turşularda ve salatalar da kullanılır.
Olmuş sararmış üzümden çiğnenip posası alındıktan sonra bin bir emekle kaynatılıp kansızlığa şifa kaynağı olan pekmez haline getirilir.
Renginin doğaya kattığı yeşilliği ile gözlerimizi yeşile doyuran, kuruyup hasat toplandıktan sonra sararan çubukları yakacak olarak kullanılan üzüm bolluk bereket sembolüdür.
Faydaları saymakla bitmeyecek üzüm geçmişten günümüze gelerek nasihat verme özelliği taşıyan ata sözü ve değimlerde de karşımıza çıkmaktadır. ‘’Üzümün çöpü var, armudun sapı var ‘’ diyerek herkese bir kulp takıp evde kalan genç kızları ifade ederken,’’ Üzüm üzüm üzülmek ‘’ değimiyle çok fazla üzülmenin ve acının çokluğunu ifade eder.
Koruk hamlık, üzüm pişmişlik, Şarap yanmışlık sembolüdür.
Üzüm her zaman yüksek değerin , olgunluğun, olmuşluğun, pişmişliğin sembolü olmuştur.
‘’İnsan bir fikirle sarhoş olunca , bu fikir hakkındaki en çürük ifadeyi bile leziz bir şarap kabul eder’’.Halil Cibran.
Üzüm olmak ; kendini bilmek ,özünü kavramak hakika ta ulaşmaktır.Üzüm olan derviş ,varlığın sırrını keşfetmiş, Allah’ı maddede değil manada bulmuştur.Üzüm olmak ,yokluğu tadıp asla dönmektir.
Her ne kadar şarap üzümün pişmişliğini göstermekte ise de şarap hala hamdır. Meyvesinin aslı, tadı , kokusu, gıdası şarapta etkisini gösterir. Ham üzüm suyu yıllar içinde olgunlaşır. Bu yüzden yıllanmış şarap makbuldür her zaman. Şarabın içinde üzüm tanesi görünmese bile aslı üzümdür.
Üzüm ve şarap; sadece somut _soyut geçişliğiyle açıklanabilecek ‘’varlık_yokluk anlayışı’’, tasavvufun dayanak noktalarından biridir. Mevlana bu konuda da üzüm ve şarap ikilisinden yararlanır:’’Ruh üzümden şarabı, yoktan varı görür’’. Ona göre varlık _yokluk çelişkisini yaşayanlar ‘’ üzüme bakıp şarabı,yoka bakıp varı görürler. var.(Aksoy1991)
Bağ bozumunun yaklaştığı şu günlerde üzüm olabilenlere aşk olsun.