Kurban Bayramı… Sadece bir dini vecibe değil, bir milletin kalbinde yaşayan, zamanla
anlamı daha da derinleşen bir kültürdür.
Her yıl yeniden filizlenen bu kutsal zaman, bizlere sadece et kesmeyi değil, kalpleri
yumuşatmayı, sofraları paylaşmayı ve gönülleri birleştirmeyi öğretir.
Eskiden bayramlar bir başka olurdu. Bayram sabahı, kurbanlıkların başında dua eden
büyüklerin sesiyle uyanırdık.
Evlerin önünde kurulan kazanlar, sabahın serinliğinde tüten tütsüler, çoluk çocuk
herkesin bir telaşla ama neşe içinde koşuşturduğu o sahneler, hafızalarımızın en güzel sayfalarında yerini alır. Bayram
demek; anneanneye, babaanneye el öpmeye gitmek, o kuru baklavaların yanında sunulan sıcacık muhabbeti tatmak, dedelerin cebinden çıkan bayram harçlığıyla dünyanın en zengin
çocuğu olmak demekti.
Şimdi teknolojiyle iç içe yaşadığımız bu çağda, belki de bu güzellikleri biraz unuttuk.
Ama bayram, bizi kendimize döndüren, "biz" yapan bir ayna aslında. Çünkü Kurban Bayramı’nın özünde sadece bir hayvanın kesilmesi değil, insanın kendinden bir parça vermesi yatar. Bir fedakârlık, bir teslimiyet ve en önemlisi bir paylaşım vardır.
Kesen el, sadece bir bıçak tutmaz;
aynı zamanda merhameti, inancı ve kardeşliği taşır.
Kurban etiyle sadece sofralar değil, kalpler de doyar. Komşuya, yoksula, uzaktaki akrabaya ayrılan her parça, aramızdaki
bağları güçlendirir. Bayramın ruhu, o sıcak tebessümde, sessizce uzatılan bir tabakta, bayram sabahı aranan o telefonda gizlidir.
Aile olmak, özellikle böyle zamanlarda daha çok anlam kazanır. Aynı sofrada oturmanın, aynı hikâyeleri yeniden dinlemenin, dedenin eski bir anısıyla birlikte gülmenin kıymetini bilmek gerekir. Çünkü aile, köktür;
bayram ise o köklerin çiçeklenmesidir.
Bayramlar, dağılmış kalpleri birleştirir, kırgınlıkları siler, küskünlüklere nokta koyar.
Bu Kurban Bayramı’nda da hatırlayalım: Paylaşmak sadece etle olmaz; zamanımızı,
sevgimizi, gönlümüzü de paylaşalım.
Eski bayramlara duyduğumuz özlemi bugünün çocuklarına armağan edelim. Onlara el
öptürmeyi, büyüklerin duasını almayı, komşunun kapısını çalmayı öğretelim.
Çünkü bayram sadece takvimde değil, kalpte yaşanır.
Bayramınız mübarek olsun. Eski bayramların huzuru, bugünün sofralarına misafir
olsun