30 Haziran, dijital çağın en etkili iletişim araçlarından biri olan sosyal medya için özel bir gün: Dünya Sosyal Medya Günü. 2000’li yılların başında yalnızca bir iletişim aracı olarak görülen bu platformlar, günümüzde toplumsal hareketlerden kişisel markalaşmaya kadar birçok alanın belirleyici gücü haline geldi. Dünya genelinde yaklaşık 5 milyar insan aktif olarak sosyal medya kullanıyor ve her geçen gün bu sayı artıyor.

Türkiye, sosyal medya kullanımında dünyanın en aktif ülkelerinden biri. Son verilere göre, ülkemizde internet kullanıcılarının %80'den fazlası sosyal medyada vakit geçiriyor. En çok kullanılan platformlar arasında Instagram, TikTok ve YouTube yer alırken; haber takibi, eğlence, alışveriş ve içerik üretimi gibi çok yönlü kullanımlar öne çıkıyor. Sosyal medya, sadece bireysel değil, kurumsal anlamda da görünürlük ve etki alanı oluşturmanın vazgeçilmezi hâline geldi.

Ancak sosyal medyaya yaklaşımımız genellikle hız ve tüketim odaklı. Takipçi sayıları, beğeni oranları ve trendler arasında, çoğu zaman içeriklerin niteliği, güvenilirliği ve etkisi geri planda kalıyor. Anlık düşünceler, yargılar ve görseller arasında “görünüyor olmak” ile “gerçek olmak” kavramları birbirine karışıyor. Sosyal medya bize kendimizi ifade etme özgürlüğü sunarken, aynı zamanda sorumluluklarımızı da beraberinde getiriyor.

Bu nedenle, sosyal medya kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı temel noktalar var. Bilgi kirliliğine karşı kaynak sorgulaması yapmak, kişisel verileri korumak, dijital zorbalıktan kaçınmak, empatiyle iletişim kurmak en temel ilkeler arasında yer almalı. Ayrıca sürekli karşılaştırmaya dayalı içerikler arasında kaybolmak yerine, bilinçli ve kontrollü kullanım alışkanlığı geliştirmek gerekiyor.

Sosyal medya bir araç ve biz onu nasıl kullanırsak, dünyamız da ona göre şekilleniyor. Bu Dünya Sosyal Medya Günü'nde kendimize şu soruyu soralım: “Ben sosyal medyayı mı yönetiyorum, yoksa o mu beni?” Gerçek, nezaket ve sorumlulukla şekillenmiş bir dijital dünya hepimizin elinde.