Üniversite yılları, hayatın en renkli ve unutulmaz dönemlerinden biridir. Eskişehir’de geçirdiğim yıllar, o dönemin enerjisini ve gençliğimi en iyi şekilde yansıtan anılarla dolu.
Kampüsün o neşeli havası, arkadaşlarımın ve derslerimin oluşturduğu atmosfer, her anı değerli kılardı. Her köşe başında yeni bir hikaye, her gün farklı bir keşif vardı. Üniversite, sadece bir eğitim dönemi değil, aynı zamanda hayatı öğrenme ve şekillendirme sürecinin de başlangıcıydı.
Bu yıllarda kurduğum arkadaşlıklar, hayatımın en sağlam ilişkilerine dönüştü. Bazı arkadaşlar, sadece derslerde birlikte zorlanan kişiler değildi; onlar, birlikte güldüğümüz, ders çalışırken birbirimize destek olduğumuz, gece geç saatlere kadar sohbet ettiğimiz dostlardı. Eskişehir’in öğrenci şehri olması, çeşitli etkinlikler, geziler, kahve sohbetleri ve eğlenceli akşamlar, üniversiteyi özel kılan anlar oldu.
Tabii ki dersler de bu dönemin önemli bir parçasıydı. Zorlu sınavlar, proje teslimleri ve grup çalışmaları arasında geçen zaman, aslında bana sadece mesleki değil, aynı zamanda hayatla ilgili birçok şey öğretti. Her ne kadar yoğun olsalar da, o dönemdeki stresli zamanlar bile şimdi geriye dönüp baktığımda birer anı olarak kalıyor. Üniversite, sadece bir diploma almak değil, aynı zamanda zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenmek ve güzel anılar biriktirmekti.
En özel anım, o dönemde eşimle tanışmam oldu. Tekrar aldığımız bir dersin sınavında karşılaştık ve bir tesadüf sonucu hayatıma giren bu kişi -ev arkadaşımdan ders notu istemiş ev arkadaşım ise benim notlarımı göndermiş ve o şekilde çalışmış-, zamanla en büyük destekçim ve yaşam arkadaşım oldu. O anı düşündüğümde, her şeyin ne kadar doğal bir şekilde geliştiğini fark ediyorum. Eşimle birlikte geçirdiğimiz üniversite yılları, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda birbirimizi tanıma, sevme ve hayatı birlikte paylaşma yolculuğuydu.
Üniversite yıllarım, hem yeni arkadaşlıklar hem de eski dostlarla birlikte geçirdiğim bir dönemdi. En yakın arkadaşlarımdan biriyle derste tanışıp, üç yıl boyunca aynı evi paylaştık. O dönemde birbirimize hem arkadaş hem de aile olduk. Üniversiteye başladığımda yanımda iki çocukluk arkadaşımdan biri ve liseden arkadaşım da vardı. Bu, bana çok özel bir destek sağladı. Hem geçmişten gelen samimi bağlarla, hem de üniversitede kurduğumuz yeni dostluklarla hayatımın en güzel yıllarını yaşadım. O dönemin anıları, hala benim için çok kıymetli.
Bu hafta sonu eşimle birlikte Eskişehir’e gitmek, o yılları yeniden yaşamak gibi olacak. O zamanların anıları, şehre adım attığımız anda canlanacak. Her köşe, her sokak, her mekan bize bir şeyler hatırlatacak. Üniversite yıllarının o özgürlüğünü ve heyecanını yeniden hissetmek, hem nostaljik bir deneyim olacak hem de birlikte yaşadığımız anıları tazeleyerek bizi daha da yakınlaştıracak.