Her yıl 12 Kasım, Afet Eğitimi Hazırlık Günü olarak anılırken, bu tarih bu sene Manisa ve çevresi için çok daha kritik bir anlam taşıyor.

Çünkü geçtiğimiz haftalarda Balıkesir'in Sındırgı merkezli depreminin, başta Kırkağaç ve Gördes olmak üzere, Salihli'de de belirgin şekilde hissedilmesi, bize doğanın gücünü ve coğrafyamızın gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Tıpkı uzmanların da dikkat çektiği gibi, Balıkesir’deki sismik hareketliliğin artçıları güneye doğru kayma eğilimi gösterebilir ve bu durum, uzun yıllardır sessiz olan Manisa-Salihli-Alaşehir fay hattındaki potansiyel tehlikeyi yeniden gündeme getiriyor.

Sadece günler içinde Salihli’nin yanı başında, Gördes ve Kırkağaç bölgelerinde gün içinde çok sayıda sarsıntı kaydedildi. Bu yoğunluk, rastgele bir hareketlilik değil; uzmanların da dikkat çektiği gibi, coğrafyamızın bize gönderdiği açık bir uyarı sinyalidir. Tarih, bize bölgenin 1969 Alaşehir ve 1970 Gediz depremleri gibi yıkıcı olaylara tanıklık ettiğini gösteriyor. Hatta Salihli yakınlarındaki antik kent Sardes’in (Sart) büyük bir depremle yıkıldığı bilgisi, bu coğrafyanın ne denli riskli olduğunun en somut kanıtıdır.

Manisa’nın Fay Hattı Sessizliğini Bozuyor mu?

Deprem uzmanlarının bölgeye yönelik uyarıları da bu endişeyi destekliyor: Manisa’da deprem riskinin arttığı ve uzun süredir enerji biriktiren fay hatlarının potansiyel tehlikede olduğu sürekli belirtiliyor. Manisa'nın deprem gerçeği karşısında, hazırlıklı olmak bir tercih değil, zorunluluktur. 12 Kasım, 'bir gün yaparım' demenin sona erdiği gündür. Bugün, panik yapmak yerine, aklımızı ve bilincimizi kullanarak kendimizi ve ailemizi koruma sorumluluğunu üstlenme günüdür.

Panik Yapmak Yerine Plan Yapmalıyız

Depremleri önlememiz mümkün değil; ancak can ve mal kaybını en aza indirmek bizim elimizde. 12 Kasım, tam da bu bilinci harekete geçirme günüdür. Salihli’de yaşayan her vatandaşın, her ailenin ve her kurumun günü geldiğinde değil, hemen şimdi harekete geçmesi gerekiyor.

  • Evlerimizi Güvenli Hale Getirelim: Afet anında en büyük tehlike, üzerimize düşecek eşyalardır. Kitaplık, dolap, televizyon gibi ağır ve yüksek mobilyaları duvara sabitlemek (deprem anında Çök-Kapan-Tutun hareketini uygulayacağımız yatak ve koltuk çevrelerinin güvenli olduğundan emin olmak), en basit ve en hayati adımdır.

  • Aile Afet Planı: Deprem anında ve sonrasında herkesin nerede buluşacağını, iletişim kurallarını ve evdeki güvenli yerleri belirlemek şarttır. Aile bireylerinin karanlıkta ve panikte ne yapacağını bilmesi, kargaşayı önler.

  • Deprem Çantası: Deprem çantası, lüks değil, zorunluluktur. İçinde kimlikler, su, ilk yardım malzemeleri, düdük, enerji veren gıdalar ve önemli evrakların birer fotokopisi mutlaka bulunmalıdır. Bu çantanın kolay ulaşılabilir bir yerde olduğundan emin olun.

Unutmayalım ki, afet anında alacağımız en doğru aksiyon, önceden planladığımız ve tatbikatını yaptığımız aksiyondur. Manisa ve çevre illerde yaşanan sismik hareketlilik, bize doğanın kapısını çalmadan önce kapımızı sağlamlaştırmamız gerektiğini fısıldıyor.