Bir girişim kurdunuz, işiniz tuttu, satışlarınız hızla artıyor. İlk bakışta her şey yolunda görünüyor. Ciro rakamları yükseldikçe sevinç artıyor, büyümenin getirdiği heyecan tüm ekibe yayılıyor.
Ama işin perde arkasında çoğu zaman başka bir gerçek yatıyor: Kontrol kaybı.
Bugüne kadar pek çok girişimde şahit oldum; beklenmedik şekilde büyüyen firmaların muhasebe altyapılarının bile olmadığına. Cari hesaplar tutulmamış, nakit akış tablosu çıkarılmamış, fatura ve ödeme dengeleri birbirine girmiş… Ve ne yazık ki, bu şirketlerin önemli bir kısmı “yüksek ciroya rağmen” çok hızlı bir şekilde batış sürecine sürüklenmiş.
Burada kritik bir yanılgı var: Ciro artışı, tek başına başarı göstergesi değildir. Hızlı büyüme, güçlü bir finansal kontrol mekanizmasıyla desteklenmezse en büyük risk faktörüne dönüşebilir.
Peki çözüm ne?
Aslında çok basit: Haftada en az bir kez sizi takip edecek bir danışman ile çalışmak.
Danışmana ödeyeceğiniz ücret gözünüze yüksek gelebilir. Ancak unutmayın; bu bir gider değil, tam tersine işletmenizin sürdürülebilirliği ve kârlılığı için yapılmış bir yatırımdır.
Girişimcilikte asıl mesele, büyümeyi yönetebilmek. Ciroyu artırmak kadar, nakit akışını, mali dengeleri ve kontrol mekanizmalarını da güçlü tutmak gerekir.
Unutmayın, hızlı büyümek sizi zirveye taşıyabilir; ama finansal disiplinsizlik aynı hızla aşağı çekebilir.