Türk Eğitim-Sen Manisa 2 No’lu Şube Başkanı Ceyhun Karabacak başkanlığındaki toplantıya Sarıgöl, Alaşehir, Kula, Selendi, Demirci, Köprübaşı, Ahmetli ve Gördes ilçe temsilcilikleri katıldı.
Toplantıda konuşan Karabacak “Türk Eğitim-Sen Manisa 2 No’lu Şube Başkanı olarak bugün burada, eğitim çalışanlarımızın sorunlarını dile getirmek, çözüm önerilerimizi paylaşmak ve mesleğimizin onurunu savunmak amacıyla bir aradayız. Eğitim; milletimizin geleceğini şekillendiren, kalkınmamızın en önemli unsurudur. Ancak eğitimde karşılaştığımız yapısal sorunlar çözülmedikçe, hem öğretmenlerimizin hem de öğrencilerimizin geleceği belirsizlik içinde kalmaktadır. Bizler Türk Eğitim-Sen olarak bu sorunların takipçisi, çözümün de kararlı savunucusu olmaya devam edeceğiz” dedi.

“HİÇBİR ÖĞRETMENİMİZ KEYFÎ UYGULAMALARA KURBAN EDİLMEMELİDİR”
“Öncelikle norm fazlası atamalarındaki mağduriyetlere değinmek istiyorum” diyen Karabacak konuşmasına şöyle devam etti “Yanlış yapılan norm kadro hesaplamaları sebebiyle yıllarca emek vermiş öğretmenlerimiz mağdur edilmekte, belirsizliğe sürüklenmektedir. Bu durum çalışma barışını zedelemektedir. Bizim talebimiz nettir: Norm fazlası uygulamaları, şeffaf, adil ve hakkaniyetli şekilde yürütülmeli, hiçbir öğretmenimiz keyfî uygulamalara kurban edilmemelidir. Bir diğer sorun ise ilçe grupları arasındaki adaletsizliklerdir. Aynı ilin farklı ilçelerinde farklı uygulamalara tanık olmaktayız. Oysa ki eğitim çalışanlarının hakları ilçeden ilçeye değişmez. İlçe grupları arasındaki ayrım ortadan kaldırılmalı, tüm öğretmenler için eşitlik sağlanmalı ve yapılan norm atamaları iptal edilmelidir. Bugün üzerinde önemle durmamız gereken bir başka konu da ücretli öğretmenlik meselesidir. On binlerce ücretli öğretmenimiz, asgari ücretin dahi altında bir gelirle, hiçbir iş güvencesi olmadan görev yapmaktadır. Bu tablo, öğretmenlik mesleğinin saygınlığına gölge düşürmektedir. Bizim talebimiz açıktır: Öğretmen açığı, ücretli öğretmenlerle değil, kadrolu ve güvenceli atamalarla kapatılmalıdır. Sorunlarımız bunlarla da sınırlı değildir. Yıllardır atama bekleyen yüz binlerce genç öğretmenimiz vardır. Üniversitelerden mezun olmuş, yıllarca KPSS hazırlığı yapmış, geleceğini bu mesleğe adamış gençlerimiz, maalesef atanamadıkları için farklı işlerde çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Genç öğretmenlerimizin alın terinin karşılığı olan kadrolu atamaların artırılması, bu ülkenin en önemli eğitim yatırımı olacaktır. Bunun yanında, halen uygulanmakta olan mülakat sistemi de öğretmenlerimizin en büyük kaygı kaynaklarından biridir. Türk Eğitim-Sen olarak defalarca dile getirdiğimiz gibi, mülakat uygulaması torpile ve kayırmacılığa kapı aralamaktadır. Bizim talebimiz açıktır: Öğretmen atamaları mülakat değil, liyakat esasına göre yapılmalı, tüm adaylar yalnızca yazılı sınav başarı sırasına göre değerlendirilmelidir” diye konuştu.
“AMACIMIZ ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR”
Öğretmen, ay sonunu düşünerek değil; öğrencisini, sınıfını ve dersini düşünerek görev yapmalıdır. Bu sebeple ek ders ücretleri artırılmalı, maaşlar enflasyona karşı korunmalı, tüm eğitim çalışanlarının özlük hakları güçlendirilmelidir. Bizim sendikal anlayışımız, yalnızca sorunları dile getirmek değil, aynı zamanda çözüm üretmektir. Çözümün yolu; planlı bir eğitim politikası, öğretmenlerimizin haklarının korunması, liyakatin esas alınması ve öğretmenlik mesleğine hak ettiği değerin verilmesinden geçmektedir. Unutmayalım ki; güçlü öğretmen olmadan güçlü eğitim olmaz, güçlü eğitim olmadan da güçlü Türkiye olmaz. Öğretmenin emeğini görmeyen bir anlayış, bu ülkenin geleceğini inşa edemez. Bu duygu ve düşüncelerle, başta fedakâr öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına üstün başarılar diliyor, birlik ve beraberliğimizin daim olmasını temenni ediyorum. Biz Türk Eğitim-Sen olarak her platformda hak, hukuk ve adalet mücadelesine devam edeceğiz”





