SEKTÖR TV
Sektör Haber Ajansı (SHA) - Emre SAÇLI
Salihli Turizm Derneği (Saturder) Başkanı Araştırmacı – Yazar Mustafa Uçar, Dünya'nın en eski kalelerinden biri olan Sardes Kalesi'nin Lidya Uygarlığı'na ait önemli ip uçları bulundurduğunu söyledi.
Kaleden geriye yaklaşık 8 dönümlük alan içerisinde bir bölüm kaldığını kaydeden Uçar, önlem alınmazsa kalan kısımlarında yıkılacağını söyledi.
Uçar, 'Bu kale, Batı edebiyatının ilk büyük eserleri olarak kabul edilen İlyada ve Odysseia destanlarının yazarı veya derleyicisi, Antik Çağ'da yaşayan Homeros'un, İlyada adlı destanında 'Hyde' ismiyle geçmektedir. Lidyalılar tarafından sıkıştırılmış kerpiçlerden oluşan surlarla çevrilen bu yapının, şuanda Doğu Roma İmparatorluğu döneminde tekrardan inşa edilmiş kısımları mevcut. Bölge 1. Derece de deprem bölgesinde olmasından ve tarih boyunca meydana gelen heyelanlardan veya toprak kaymalarından dan sürekli hasar görmüş. Doğu Roma imparatorluğu döneminde son olarak Bizanslılar tarafından yenilenen bu surlar onarılırken depremler sonucu yıkılan veya düşen malzemeler bu surlar yeniden örülürken kullanılmış. Surların içerisinde sütunlar, sütun başları kolaylıkla görülebiliyor. Burası Dünya'nın en eski kalelerinden birisi. Günümüzde yaşanan erozyon nedeniyle Sardes Kalesi'nin ayakta kalabilen son surları ciddi önlemler alınmazsa ne yazık ki yok olacak. Bu surların da yok olması, Dünya kültür mirası açısından çok büyük bir kayıp olacaktır.'
Turizme kazandırılabilir
Uçar şöyle konuştu. 'Kültür ve Turizm Bakanlığı buradaki erozyon sorunu çözüldükten sonra surların ve surlar içerisindeki alanın restorasyonunu başlatıp, dünyanın en eski kalelerinden biri olan Sardes'i turizme kazandırabilir. Özellikle kale içerisinde çok bakir olduğunu düşündüğümüz alanlar var. Buradaki kazı çalışmaları ile Lidya Uygarlığı'na dair bir çok önemli ip ucuna ulaşılabilir. Homeros'un, İlyada adlı destanında MÖ 1200 yılında varlığı olan bu kale sadece Türkiye için değil Dünya içinde çok önemli. Lidya Uygarlığı, Dünya tarihine para, bankacılık sistemi gibi günümüzün olmazsa olmazlarını bırakmış. Bu kale Lidya dışında, Pers, Roma ve Bizans'a da ev sahipliği yaptı. Bu uygarlığın ayakta kalan son eserlerinden biri olan bu kalenin korunması, insanlık görevi.'





