Dün akşam saatlerinde bir araya gelen Salihlili vatandaşlar, Hamidiye Cami’nden Kızılelma’ya kadar ‘Filistin’e destek’ yürüyüşü gerçekleştirdiler. Yürüyüşe siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.
“SELAM OLSUN GAZZE’YE”
Yürüyüş sonrası Kızıelma’da bir açıklama yapan Diyanet Sen Salihli ilçe başkanı Mehmet Demirtaş, “Mısır’da Türkiye’nin de içinde bulunacağı platformda İsrail ile Filistin bir barış anlaşması yapacaklar. Ama biz bugün buna rağmen yine toplandık. Çünkü İsrail’e güvenmiyoruz. Tüm dünya olduğu gibi bizlerde bugün 10 Ekim’de Salihli’ye bir milat yazdığımız gibi, yarında bu miladı yazmaya devam edeceğiz. Filistin için, Gazze için, insanlık için haykırmaya devam edeceğiz. Sumud filosu nasıl Gazze’ye ulaştıysa bizim tekbirlerimizde, Gazze’deki çocuklara, annelere ulaşıyor. Selam olsun Gazze’ye, selam olsun Filistin’e.” dedi.

“İNSANLIK MESELESİ”
Salihli Filistin’e Destek Platformu tarafından düzenlenen yürüyüş programının basın açıklamasını okuyan Cihannüma ilçe yönetim kurulu üyesi Ömer Faruk Akdağ, “Bugün burada, insanlık vicdanını derinden yaralayan ve uluslararası toplumun acilen müdahalesini gerektiren Filistin meselesi, özellikle de Gazze'de yaşanan insani kriz hakkında kamuoyunu bilgilendirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Gazze Şeridi, 18 yıldan beri süren abluka, ekonomik sıkıntılar ve periyodik olarak yapılan katliamlarla adeta bir açık hava hapishanesine dönüştürülmüş durumdadır. Son dönemde yaşanan soykırım, bölgedeki insani durumu daha da katlanılmaz bir hale getirmiştir. İnsani Durum Alarm Veriyor Son 2 senedir sistematik şekilde devam eden katliamlar, Gazze'de zaten kötü olan durumu daha da kötüleştirmektedir. Temiz su, gıda, ilaç ve tıbbi malzeme erişimindeki korkunç kısıtlamalar, başta çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olmak üzere sivil halkın hayatını doğrudan tehdit etmektedir. Hastaneler, en temel tıbbi hizmetleri verebilmek için gerekli altyapı ve elektrikten yoksundur. Yıkılan evler, okullar ve kamu binaları, yüz binlerce insanı evsiz ve korunmasız bırakmıştır. Bu koşullar, uluslararası hukukun çiğnendiği, ağır bir insani kriz tablosunu ortaya koymaktadır.

“67 BİNDEN FAZLA SİVİL KATLEDİLDİ”
Bebek katili İsrail, yalnızca son iki senede Gazze’de 21 bini çocuk, 254’ü gazeteci, 1750’si sağlık çalışanı olmak üzere 67 binden fazla sivili katletmiş, yaklaşık 170 bin insanı ağır derecede yaralamış, on binlerce çocuğun yetim ve öksüz kalmasına sebep olmuştur. Terör Devleti İsrail, yaptığı bunca soykırımın yanı sıra açlığı, susuzluğu ve ilaç yokluğunu bir silah olarak kullanmaktadır. Öyle ki 200’ü çocuk olmak üzere 455 sivil açlık sebebiyle hayatını kaybetmiş, doktorlar anestezi kullanmadan, fener ışığında ameliyatlar yapmak zorunda kalmışlardır.

“ULUSLARARASI HUKUK VE MEŞRUİYET”
Uluslararası hukuk, işgal altındaki topraklardaki sivil halkın korunmasını açıkça teminat altına almıştır. Sivillere yönelik her türlü saldırı, soykırım ve insani yardıma erişimin engellenmesi, uluslararası insani hukukun ihlali anlamına gelmektedir. Filistin halkının temel hakları, kendi kaderini tayin hakkı, bağımsızlık ve özgürlükleri, evrensel bir haktır ve meşru bir davadır.

“ACİL ÇAĞRIMIZDIR”
Buradan, tüm dünya devletlerine, uluslararası kuruluşlara ve insanlığın vicdanına sesleniyoruz:
1. Gazze'ye acil, sürekli ve engelsiz insani yardım koridorlarının derhal açılması, yaralıların tahliye edilmesi ve temel yaşam malzemelerinin bölge halkına ulaştırılması sağlanmalıdır.
2. İşgalci İsrail’i, yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına bağlı kalmaya, diyalog ve diplomasi kanallarını etkin bir şekilde kullanmaya çağırıyoruz.
3. Bu güne kadar pasif davranıp üzerine düşen görevi yerine getirmeyen Birleşmiş Milletler ve ilgili uluslararası kuruluşlar, üzerlerine düşen ağır sorumluluğu yerine getirmeli, bölgede kalıcı barışın tesisi için somut adımlar atmalı ve sivil halkı korumak için gerekli tüm mekanizmaları devreye sokmalıdır.
4. Filistin halkının güven ve barış içinde yaşayacağı, başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin Devleti'ni temel alan bir çözüm, bölgesel barışın en gerçekçi yoludur. Uluslararası toplum bu çözümü aktif olarak desteklemelidir.
5. Vicdan sahibi tüm insanları katil İsrail’i besleyen ürünleri boykot etmeye davet ediyoruz.
6. Masum insanları katleden İsrail ordusuna hizmet eden, Türk pasaportu taşıyarak bu zulme taraf olan kişilerin Türk vatandaşlığından çıkarılmalarını talep ediyoruz.
Bizler, insanlık onuru, adalet ve barışın sesi olmak zorundayız. Gazze'de yaşananlar bir insanlık trajedisidir ve bu trajediye seyirci kalmak, hepimizin ortak vicdanına kast etmektir. Bizler soykırımcı katil İsrail’i lanetliyor, Filistin halkının çektiği acıları anlıyor, yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor ve seslerini tüm dünyaya duyurmak için meydanlarda olduğumuzu haykırıyoruz. Barış, adalet ve insan onurunun hakim olduğu bir dünya için umudumuzu ve mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle, Salihli Filistin’e Destek Platformu olarak tüm kamuoyuna saygılarımızı sunarız.
Yürüyüş programı Din Hizmetleri Uzmanı Muhammed Emin Tiryaki’nin duası ile birlikte sona erdi.





