Bu kez de Salihli’de faaliyet gösteren Sanko Enerji firması tarafından Yılmaz, Çavlu, Keli, Atatürk, Zafer, Beşeylül, Gaziler ve Kırveli mahalleleri mevkiinde yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santrali İle Sondaj Kuyuları projesi gündeme geldi.
Salihli Çevre Derneği Başkanı Erdem Durmaz, Yönetim Kurulu Üyesi Av Yıldıray Çıvgın, Jeoloji Mühendisi Özgür Bal ve yönetim Kurulu Üyeleri Çavlu Mahallesi sakinleriyle bir araya gelerek bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya Alaşehir Çevre Gönüllülerinden Dr. Neşe Zengin, Hasan Hüseyin Erkol ve Cemal Yayla da katılarak destek verdiler.

“ Salihli ve yöresi Gediz Havzasının en verimli topraklarına sahip”
Mahalle sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını yapan Çevre Derneği Başkanı Erdem Durmaz,” Bilirkişiler JES ile ilgili tüm olumsuzlukları sürekli olarak belirtmesine rağmen, Salihli'de JES projeleri artmaya devam ediyor. Bu kez de Yılmaz Mahallesi’nde faaliyet gösteren Sanko Enerji firması tarafından Yılmaz, Çavlu, Keli, Atatürk, Zafer, Beşeylül, Gaziler ve Kırveli mahalleleri mevkiinde yapılması planlanan Jeotermal kapasite arttırımı için Enerji Santrali İle Sondaj Kuyuları projesi gündeme geldi. Gediz Havzasının en verimli topraklarına sahip olan Salihli’de sürekli gündeme gelen JES ile ilgili projelerin havamıza, suyumuza, toprağımıza en önemlisi de insan sağlığına vereceği olumsuz etkilerini anlatmak için toplandık. Konunun uzmanları tarafından bilgilendirme toplantılarımız devam edecek ”dedi. “ Jeotermal yanlış kullanımlarda çevreye zarar veren bir enerji türüdür”
Jeoloji Mühendisi Özgür Bal, “Jeotermal enerji yenilenebilir ve doğru kullanıldığında çevreye en az zarar veren enerji kaynaklarından biri olmasına karşın, yanlış kullanımlarda çevreye zarar veren bir enerji türüdür. Jeotermal enerji uygulamalarında oluşan çevresel etkiler; hava, su, toprak, termal ve gürültü kirliliği basamaklarına ayrılabilirler. Jeotermal enerji santralleri (JES) bölgede yaşayan canlıların yaşam alanlarını tehdit etmekle kalmıyor, tarım alanlarını da yok ediyor. İncirde rekolte düşüyor, zeytin ağaçları kuruyor, meyve, sebze yetişmez oluyor. Jeotermallerden çıkan zehirli akışkanlar bir süre sonra çökerek toprağı ve yer altı sularını zehirliyor. Günümüzde kanser vakaları da her geçen gün artmaktadır ”dedi.
“ Elektrik üretiminin %3,4'ü jeotermal enerjiden”

Bal konuşmasının devamında, “Jeotermal enerji, çevre dostu bir enerji kaynağı olarak bilinse de bazı durumlarda çevre kirliliğine yol açabilecek özellikler taşıyor. Bu enerji türünün kullanımı için kurulacak tesislerin, santrallerin ve deşarj istasyonlarının yüksek teknolojiye sahip olması ve yeryüzüne minimum zarar verecek şekilde yönetilmesi gerekiyor. Jeotermal enerjiden faydalanan birçok ülkede, enerji üretiminde kullanılan akışkanın içerdiği kimyasalların herhangi bir çevre sorununa neden olmaması açısından reenjeksiyon denilen bir uygulama yapılıyor. Akışkanın yer altına geri verilmesi anlamına gelen bu işlemin uygulanmasının zorunlu hale getirildiği biliniyor. Jeotermal enerji yerinde kullanılabilen bir enerji türü olduğundan, kaynaktan uzak bölgelerde kullanımı sınırlı, maliyetli ve zahmetli olabiliyor. Jeotermal enerji kaynağı bulmak için hazırlık, araştırma ve kurulum maliyetlerinin yüksek olması da bu enerji türünün daha sınırlı kullanılmasında etkili bir rol oynuyor. Türkiye’de Jeotermal ile üretilen enerjinin sadece %3, yeni açılan jeotermal santralleri ile birlikte %3,4. Ancak, hem Enerji Bakanlığının hem de Elektrik Mühendisleri Odasının verilerine göre bugün üretilmekte olan enerjinin, tüketilmekte olan enerjinin iki katından daha fazla olduğu yönünde. Ben bu konuda iddia etmiyorum, Bunu Enerji Bakanlığının ve Elektrik Mühendisleri Odasının yetkilileri söylüyor. Türkiye’de iki katından fazla enerji üretimi oluyorsa neden enerjiye yatırım yapılıyor. Bu konuda biraz düşünmemiz gerekiyor.2022 yılı verilerine göre elektrik üretimimizin, %34,6'sı kömürden, %22,9'u doğal gazdan, %20,3'ü hidrolik enerjiden, %10,6'sı rüzgârdan, %5,1'i güneşten, %3,4'ü jeotermal enerjiden ve %3'ü diğer kaynaklardan elde edilmiştir ”dedi.

“ Gediz havzası marjinal birinci sınıf tarım arazisi”
Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Yıldıray Çıvgın yaptığı açıklamda,” Anayasa’nın 56’ıncı Maddesi’nde’ Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama haklarına sahiptir ’denilmektedir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir hükmünü getirmektedir. Bilirkişiler JES ile ilgili tüm olumsuzlukları sürekli olarak belirtmesine rağmen Salihli’de JES projeleri artmaya devam ediyor. Bu kez de Sanko Enerji firması tarafından Yılmaz, Çavlu, Keli, Atatürk, Zafer, Beşeylül, Gaziler ve Kırveli mahalleleri mevkiinde yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santrali İle Sondaj Kuyuları projesi gündeme geldi.
Bölgemizde sürekli gündeme gelen JES ile ilgili projelerin havamıza, suyumuza, toprağımıza en önemlisi de insan sağlığına vereceği olumsuz etkilerini anlatmak için buradayız. Şirket yetkilileri de sizlerle görüşmek için gelerek projelerini olumlu yönleriyle anlatacaklar. Yıllar önce Alaşehir Alkan Köyü’nde Jes projesi kapsamında sondaj çalışması sırasında patlama oldu. Sıcak suların verimli tarım arazilerine verdiği zararı gördük. Son olarakta aynı olay Denizli’nin Sarayköy İlçesinde yaşandı. Bölgemiz birinci derece deprem kuşağında yer almaktadır. Onun için dikkatli olunuz. Manisa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Projelere ilişkin kararları E ÇED duyusu sitesinden ya da muhtarlıklardan yayınlanan duyurur ile bildiriyor. Duyurular, yayınlandığı tarihten itibaren belirlenen süre içerisinde Manisa Bölge İdare Mahkemesinde açılması gerekmektedir. Davayı yöre halkı veya tüzüğünde görev alan Çevre Dernekleri açabiliyor. Bu tür davalar herkes tarafından sahiplenilmelidir. Söz konusu firmanın arazilerinizi kullanmak istediğinde buna müsaade etmeyiniz ”dedi,






