Ege’nin bereketli topraklarından çıkan bir üzümün hikayesi, nasıl olur da binlerce kilometre öteye, Amerika’ya kadar uzanır? Hem de o kadar etkili olur ki, adına bir kasaba kurulur? İşte karşınızda, Manisa’nın gizli kahramanı: Sultani üzümü! Anadolu’nun sıcak güneşi altında olgunlaşıp dünyanın farklı kıtalarında adından söz ettiren bu özel üzüm, aslında sadece bir meyve değil, kültürün ve tarihin ta kendisi. Şimdi, bu eşsiz yolculuğun detaylarına geçelim…
Manisa Sultani Üzümü
Amerika’da bir kasabaya adını verecek kadar etkili bir üzüm düşünün… Üstelik bu üzüm, Türkiye’nin kalbinden, Manisa’dan çıkmış olsun. Evet, bahsettiğimiz üzüm Manisa’nın meşhur Sultani üzümü!
Manisa’nın bereketli topraklarında yetişen Sultani çekirdeksiz üzüm, dünya pazarında bilinen adının çok ötesinde köklü bir geçmişe sahip. Bu değerli üzüm ilk olarak 1838 yılında Girit’e götürüldü. Ancak asıl küresel yolculuğu, 1879 yılında başladı.
O yıl, Thompson adında bir Amerikalı, Sultani üzümün bir klonunu alıp Kaliforniya’ya götürdü ve burada yetiştirmeye başladı. Zamanla bu üzüm çeşidi Amerika’da yaygınlaştı ve onu oraya taşıyan kişinin adıyla anılmaya başlandı: Thompson Seedless (Çekirdeksiz Thompson)
Üstelik sadece Amerika değil, dünya genelinde bu üzüm "Sultanas" adıyla da bilinir. Bugün dünya çapında farklı bir üzüm türü gibi tanınsa da aslında Thompson Seedless, özünde Manisa Sultani Çekirdeksiz Üzümü’nün bir türüdür.
Bu üzüm Amerika’da o kadar etkili oldu ki, onunla özdeşleşen “Sultana” adında bir kasaba bile kuruldu! Yani Manisa’nın üzümü, sadece sofralara değil, haritalara da adını yazdırdı.

Manisa Sultani Üzümü Nerede Yetişir?
Sultani üzümünün anavatanı Manisa’dır. Özellikle Alaşehir, Salihli ve Sarıgöl ilçeleri, bu üzümün üretiminde başı çeker. Spil Dağı’nın etekleri ve Gediz Ovası, üzüm yetiştiriciliği için ideal koşulları sağlar.
Manisa'nın sıcak ve güneşli iklimi, bu üzüm çeşidinin ince kabuklu, bol sulu ve çekirdeksiz olmasını sağlar. Bu nedenle Sultani üzümü hem sofralık olarak tüketilir hem de kuru üzüm üretiminde kullanılır. Türkiye’nin kuru üzüm ihracatında büyük pay bu çeşide aittir.

Adını Değiştirdiler Ama Kökeni Aynı Kaldı
Amerika’ya 1879 yılında götürülen Sultani üzümü, pazarlama stratejisiyle “Thompson’s Seedless” (Çekirdeksiz Thompson) ismini aldı. Bu değişiklik, üzümün Amerikan pazarında daha kolay tanıtılabilmesi ve markalaşması amacıyla yapıldı. Ancak bu isim değişikliği, üzümün kökenini değiştirmedi.
Gerçekte bu üzüm, Manisa’nın binlerce yıllık bağcılık kültürünün bir meyvesidir. Spil Dağı’nın eteklerinden kopup Kaliforniya’ya kadar ulaşan Sultani, Anadolu’nun tarım zenginliğinin sessiz ama güçlü bir temsilcisi oldu.
Bugün hâlâ “Thompson’s Seedless” adıyla dünya çapında tanınan bu üzüm, aslında Manisa’nın Sultani mirasının ta kendisidir.

Sadece Lezzet Değil, Şifa Da Sunuyor
Sultani üzümü, sadece sofralık bir tatlılık değil; aynı zamanda doğal bir sağlık kaynağıdır. İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde pek çok hastalığa karşı koruyucu etkiye sahiptir.
Bu üzüm özellikle:
- C vitamini, K vitamini ve potasyum açısından zengindir.
- Yüksek antioksidan içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Kalp sağlığını destekler.
- Lifli yapısıyla sindirim sistemine yardımcı olur, bağırsak sağlığını destekler.
- Doğal şekeri sayesinde sağlıklı enerji kaynağıdır; özellikle spor yapanlar ve çocuklar için ideal bir atıştırmalıktır.
Ayrıca kurutulmuş formu olan çekirdeksiz kuru üzüm, uzun raf ömrü, doyuruculuğu ve besleyiciliği ile her yaş grubunun beslenmesinde güvenle kullanılabilir.





