Her yeni eğitim yılı, tıpkı doğan bir gün gibi umutla başlar. Kapılar açılır, bahçeler şenlenir, sınıflar heyecanla dolup taşar. Çocukların gözlerinde parıldayan ışık, sadece bilgeliğe duyulan susuzluğun değil; aynı zamanda geleceğe uzanan güçlü adımların habercisidir.
Gençler için bu yolculuk, hayallerine bir adım daha yaklaşmanın fırsatıdır. Kimi mühendis, kimi doktor, kimi öğretmen olmayı düşler… Bazısı sahada top koşturmayı, bazısı da sanatın ışığında yol almayı ister. Tıpkı bir Fenerbahçe taraftarının hiç sönmeyen coşkusuyla hayalini kucaklayan gençlerimiz, sabır ve çalışkanlıkla başarıya ulaşacaktır. Çünkü bilginin ışığıyla yürüyen hiçbir yolcu karanlıkta kalmaz.
Ünlü düşünür Sokrates, “Eğitimin kökleri acı, meyvesi tatlıdır.” der. İlk başta sabır ve gayret isteyen bu yol, sonunda büyük mutluluklar getirir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, “En önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir.” Çünkü eğitim sadece bireyleri değil, toplumu da yüceltir.
Bu nedenle ailelerin gururu, çocuklarının kalplerinde saklıdır. Bir anne ya da baba için, evladının yeni okuluna adım atarken yaşadığı heyecanı görmek; hiçbir zaferle kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Çünkü o adım, aslında ailenin yıllar boyu süren emeğinin, fedakârlığının ve sevgisinin meyvesidir.
Sevgili gençler, unutmayın ki sizler geleceğin teminatısınız. Dünyaya bırakacağınız en büyük iz, bilgeliğiniz ve dürüstlüğünüz olacaktır. Okul sıralarından yükselen sesiniz, yarının Türkiye’sini inşa edecek en güçlü melodidir.
Yeni eğitim yılının tüm öğrencilere başarı, ailelere gurur ve ülkemize umut getirmesini diliyorum.