Coğrafi Tescilli Lezzet
Deseni, kokusu, tadı ve dayanıklılığıyla adını duyuran Kırkağaç kavunu, yıllardır hem iç pazarda hem de ihracatta talep görüyor. 15 Ağustos itibariyle başlayan hasadın ardından kavunlar, özenle kurulan özel depolara taşınarak askıya alınıyor. Böylece yalnızca yaz aylarında değil, mart ayına kadar kış sofralarında da taptaze tüketilebiliyor.
Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı Emin Özarı, kavunun bölge için önemini şu sözlerle dile getirdi:
"Kavun bizim Kırkağaç için her şey demek. Kızlarımızın çeyizi, evlatlarımızın eğitimi, ailelerimizin geçim kaynağı... Kavunlarımızı mayısta ekiyor, yaklaşık 100 gün emek verdikten sonra depolara asıyoruz. Depolar özel yalıtımlı panellerle donatıldı, klimalar ve ozon makineleriyle iklimlendirme sağlanıyor. Böylece kavunlarımız mart ayına kadar sağlıklı şekilde saklanabiliyor."
Yüksek Teknolojiyle Saklanıyor
Depolarda bulunan özel cihazlar kavunların dayanıklılığını artırıyor. İçeride sabit iklimlendirme sağlanırken, ozon makineleri havayı temizliyor, havalandırma boruları ise kirli havayı dışarı atıyor. Bu sistemler çiftçilere ek maliyet getirse de, kavunun ününü kış aylarına taşımak için vazgeçilmez hale gelmiş durumda.
Başkan Özarı, bu yıl yaklaşık 30 bin tonluk rekolte elde edildiğini, bunun 20 bin tonunun yaz aylarında satıldığını, kalan kısmının ise depolarda bekletildiğini aktardı. Ayrıca Kırkağaç kavununun artık yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa Birliği’nde de coğrafi işaret tescili kazandığını vurguladı. Bu başarıyla kavun, Manisa’dan AB tescili alan ilk tarım ürünü oldu.
“Çocukluğumdan beri kavunculuk yapıyorum”
Kırkağaç’ta dededen toruna kavunculuk yapan üreticiler de yılların emeğini paylaşıyor. Üretici Apti Kayacık, yaklaşık 40 yıldır kavunculuk yaptığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çocukluğumdan beri kavunla uğraşıyorum. Önce Kırkağaç cinsini ektim, ardından siyah kavun, son 4-5 yıldır da beyaz kavuna yöneldim. Tarladan getirdiğimiz kavunları depolara asıyoruz, ardından İstanbul ve İzmir’den gelen tüccarlara veriyoruz. Kırkağaç kavununun en büyük özelliği dayanıklılığı. Aynı tohumu başka şehirlerde denediler ama kısa sürede bozuldu. Sadece Kırkağaç’ın toprağı ve ikliminde mart ayına kadar dayanıyor."
İlçe Ekonomisinin Bel Kemiği
Kırkağaç kavunu, yalnızca bir tarım ürünü değil, aynı zamanda ilçenin kültürel ve ekonomik simgesi. Çiftçiler için en önemli gelir kaynağı olan kavun, her yıl binlerce ailenin geçimine katkı sağlıyor. Hasat döneminde ilçeye gelen alıcılarla birlikte Kırkağaç adeta bir kavun pazarına dönüşüyor.
Ziraat Odası Başkanı Özarı, AB’den alınan coğrafi tescilin üreticilerin emeğini daha da değerli kıldığını belirterek,
“Artık Kırkağaç kavunu yalnızca ülkemizde değil, Avrupa’da da resmi olarak tanınıyor. Bu başarı, üreticilerimizin alın terinin karşılığıdır”
dedi.
Mart Ayına Kadar Sofralarda
Klimalı depolarda saklanan kavunlar, özellikle aralık ile mart ayları arasında İstanbul, İzmir ve büyükşehirlerdeki pazarlara gönderiliyor. Yazın tadını kış sofralarına taşıyan bu özel kavun, hem dayanıklılığı hem de eşsiz aromasıyla tüketicilerin gözdesi olmayı sürdürüyor.
Kırkağaç kavunu, böylece hem ekonomik bir güç hem de kültürel bir miras olarak Türkiye’nin tarımsal değerleri arasındaki yerini korumaya devam ediyor.