Salihli’de motosiklet sürücüsü olmak gerçekten zor. Aslında zor kelimesi bile hafif kalıyor; kimi zaman tehlikeli, kimi zaman da sinir bozucu diyebilirim. Yollarda her gün yüzlerce motosiklet görüyoruz. Kuryeler, öğrenciler, işe gidip gelenler, çarşıda kısa mesafede işini halletmeye çalışanlar... Motosiklet, Salihli’de hayatın tam ortasında. Ama nedense, bu kadar yaygın olmasına rağmen hâlâ görmezden geliniyoruz.
Ben de motosiklet kullananlardan biriyim. Sabah işe giderken, akşam eve dönerken, gün içinde bir yerden bir yere yetişirken kaskımı takar, motoruma binerim. Ama her seferinde içimde bir tedirginlik olur. Çünkü Salihli’de motosiklet kullanmak sadece iki tekerlek üzerinde ilerlemek değil; aynı zamanda refleks, dikkat ve biraz da şans işidir.
Trafikte bizi kimse fark etmiyor. Sanki görünmeziz.
Kavşaklarda önümüze atlayan arabalar, sinyalsiz dönen sürücüler, “nasıl olsa motor durur” mantığıyla yola çıkan yayalar… Hepsiyle karşılaşmak artık sıradan hale geldi. Birkaç saniyelik dikkatsizlik, bir anda kazaya dönüşebiliyor.
Bir kere değil, defalarca kaza atlattım. Üstelik çoğunda suçlu ben değildim. Ama kimin ne dediği önemli değil; sonuçta yere düşen, canı yanan hep motosiklet sürücüsü oluyor. O anlarda tek şansım, genellikle hızlı gitmememdi. Eğer hız yapsaydım, şu an bu satırları yazıyor olmazdım belki de.
Salihli’nin yolları da bu tabloyu kolaylaştırmıyor. Dar sokaklar, bir anda biten kaldırımlar, aniden önüne çıkan park etmiş araçlar... Bir de yağmur yağdı mı, yollar adeta tuzak haline geliyor. Oysa motosiklet sürücülerinin tek istediği şey basit: güvenli, saygılı ve düzenli bir trafik ortamı.
Ne yazık ki trafikteki bakış açısı da yanlış. Motosiklet sürücüsü denince akla hemen “tehlikeli, hızlı, kuralsız” imajı geliyor. Oysa çoğumuz sadece evimize, işimize güvenle ulaşmaya çalışıyoruz. Hız yapan da var elbette; ama her kural ihlalini genellemek, tüm motosikletlileri aynı kefeye koymak büyük haksızlık.
Salihli’de trafik kültürüne gerçekten ihtiyacımız var.
Bu kültür sadece sürücüler için değil, yayalar için de geçerli. Herkesin birbirine saygı gösterdiği, öncelik kuralına uyan, aynasını kontrol eden, sinyal veren bir trafik hayal değil. Ama bunun için hem bireysel farkındalık hem de yerel yönetimlerin desteği gerekiyor.
Motosiklet sürmek bir özgürlük hissi verir derler. Evet, rüzgârı yüzünde hissetmek, yolda akmak güzel. Ama bu özgürlüğü yaşamak için önce güvenliğe ihtiyacımız var.
Salihli’nin yollarında motosiklet sürücüsü olmak zor, evet. Ama imkânsız değil. Yeter ki birbirimizi görelim, biraz empati gösterelim.
Şimdi bazı araç sürücüleri diyecek ‘motosiklet sürücüleri de dikkatsiz’ evet onlarda var işte kurallarla bu sıkıntıları aşabiliriz.
Belki o zaman, kazaları “şans eseri atlatmak” yerine, hiç yaşamayız.