Basın açıklaması, Milli Birlik ve Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirildi. Çevre Derneği üyelerine Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu, Belediye Başkan Yardımcıları Yavuz Özdem, Selim Akbıyıkoğlu, İ. Hakkı Aslan ve çok sayıda vatandaş destek verdi.
Açıklamayı dernek üyesi Avukat Yıldıray Çıvgın yaptı. Çıvgın, Akbelen’de uzun süredir devam eden çevre mücadelesine ilişkin şunları söyledi:
“15 Eylül sabahı, Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’ne bağlı Akbelen mevkiinde yeni ve ciddi bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Kolluk kuvvetleri eşliğinde bölgede zeytin ağaçlarının sökülmesi için çalışmalar başlatıldı. Hukuksuz müdahaleye karşı çıkan dört yurttaş gözaltına alındı; karakoldaki işlemlerinin ardından serbest bırakıldılar. Bu süreç, yaşananların hukuka aykırı niteliğini değiştirmemektedir.”
Çıvgın, sermaye gruplarının zeytinlikleri hukuka ve Anayasa’ya aykırı şekilde sökmek istediğini belirterek, bu uygulamanın yalnızca yasal değil, etik ve vicdani değerleri de hiçe saydığını ifade etti.
“Zeytin ağacı tarih boyunca barışın, bereketin ve direncin simgesi olmuştur. Anadolu topraklarında binlerce yıl kök salmış bu kadim ağaç, yalnızca ekonomik bir ürün değil, kültürel bir miras ve biyoçeşitliliğin temel unsurlarındandır. Zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine kurban edilmesi; toprağın, suyun, havanın ve yöredeki tüm canlıların yaşam hakkının gaspı anlamına gelmektedir. Bu, Akbelen’in değil, Türkiye’nin ve Akdeniz havzasının ortak ekolojik mirasına yapılmış geri dönüşü olmayan bir saldırıdır.”
Salihli Çevre Derneği olarak doğanın ve yaşamın haklarını savunmayı bir yurttaşlık sorumluluğu olarak gördüklerini vurgulayan Çıvgın, açıklamasına şöyle devam etti:
“Akbelen’de köklerinden sökülmek istenen her zeytin ağacı, aslında hepimizin ortak geleceğinin kökleridir. Tüm yurttaşları, meslek odalarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini ve çevre mücadelesi veren tüm bileşenleri dayanışmaya çağırıyoruz. 28 Eylül Pazar günü saat 16.00’da Muğla’da gerçekleştirilecek ‘Toprağımızı Vermiyoruz’ mitingi, yalnızca bir etkinlik değil; doğayı, yaşamı ve hukuku savunanların ortak iradesinin en güçlü ifadesi olacaktır.
Unutmayalım ki doğa geri dönüşü olmayan bir yıkıma uğradığında kaybeden hepimiz olacağız. Salihli’den yükselen bu çağrı, sadece bir dayanışma mesajı değil; gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir. Yaşamı, toprağı ve zeytini savunmak hepimizin görevidir.”