Yaklaşık 3,5 karat pırlanta ve 5.97 gram 14 ayar altın kullanılan tespih, hem değeri hem de zarif işçiliğiyle dikkat çekti.
“Dünyanın en değerli iki madenini fil dişinde birleştirdik”
Tespihi tamamen el işçiliğiyle hazırladığını belirten usta Hadin Bulut, tespihin Türkiye’de ilk kez bu şekilde üretildiğini söyledi.
“Dünyanın en değerli iki madenini — pırlanta ve altını — orijinal bir fil dişinde birleştirdik. Pırlantanın ışıltısı ile altının zarafetini fil dişi üzerinde harmanladık. Ortaya hem koleksiyonluk hem de manevi değeri yüksek bir eser çıktı.”
Bulut, tespihin tasarımında geleneksel el işçiliğini modern kuyumculuk teknikleriyle bir araya getirdiklerini ifade etti.
150 bin liraya yapıldı, ikinci sipariş 200 binden aşağı olmayacak
Tespihin yapımında 20 grama yakın orijinal fil dişi, 3,5 karat pırlanta ve 14 ayar altın kullanıldığını söyleyen Bulut, üretim sürecinin yaklaşık 3 ay sürdüğünü belirtti.
“Bu tespihi özel sipariş üzerine yaptık. İlk çalışma olduğu için 150 bin liraya tamamladık ve işçilik ücreti almadık. Ancak ikinci bir sipariş gelirse, maliyetler ve emek göz önüne alındığında 200 bin liradan aşağıya yapılamaz.”
“Her tanesi ayrı işçilik ürünü”
Hadin Bulut, tespihin her tanesinin tek tek elde işlendiğini ve pırlantaların özel olarak yerleştirildiğini anlattı:
“Her bir tanesi özenle şekillendirildi, pırlantalar tek tek yerleştirildi. Altın püskül kısmında el oyması motifler kullandık. Tamamen kişiye özel, benzeri olmayan bir çalışma.”
Koleksiyonerlerden yoğun ilgi
Görücüye çıkar çıkmaz ilgi gören tespihin, tespih koleksiyonerleri ve kuyumculuk meraklıları arasında konuşulmaya başlandığı belirtildi.
Hadin Bulut, benzer çalışmalara devam edeceklerini ve Elazığ’ın el işçiliği geleneğini lüks tespih tasarımıyla dünyaya tanıtmak istediklerini ifade etti.