Önümüzde giderek büyüyen bir tehlike var: kuraklık. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de yağış dengesi bozuluyor, mevsimler kayıyor, tarımsal üretim risk altına giriyor. Böylesi bir dönemde, suyun değerini hatırlamak, hatta yeniden keşfetmek zorundayız. Çünkü bugün boşa akıttığımız her damla, yarının susuzluğuna atılan bir imza olabilir.
Tüm Türkiye’de istenilen yağışlar olmayınca kuraklık her yıl kendini hissettiriyor. Salihli de bu durumdan nasibini alıyor; ne eskisi gibi Bozdağlar karla kaplanıyor, ne de ilçemize yeterince yağmur ve kar düşüyor. Barajlar ve göller neredeyse kurudu. 2000’li yıllarda Bozdağlar’da Haziran ortalarına kadar görülen kar, artık kış aylarında dahi neredeyse yok. Kış ayına girmemize rağmen, istenilen yağışlar olmayınca Türkiye genelinde bazı illerde planlı su kesintileri uygulanmaya başlandı bile..
Bir damla suyun kıymetini bilmek artık bir öğüt değil, yaşamsal bir gereklilik. Su, hayatın kendisi; içtiğimiz sudan yetiştirdiğimiz mahsullere, soluduğumuz temiz havadan ev ekonomisine kadar her şey suya bağlı.
Son yıllarda Salihli’de gözle görülür bir kuraklık yaşanmaya başladı. Baraj seviyeleri düşüyor, yeraltı suları çekiliyor, çiftçiler verim kaygısı yaşıyor. İlçede en çok tartışılan konulardan biri ise dolu savarların bu süreçteki etkisi…
Dolu savarların yağış rejimini bozup bozmadığı, kuraklığa katkı sağlayıp sağlamadığı uzun süredir merak edilen ve halk arasında çokça tartışılan bir mesele. Bilimsel çalışmalar henüz bu konuda net sonuçlara ulaşmış değil. Ancak bir gerçek var: Yağıştaki düzensizlik ve kuraklık, Salihli’de giderek daha görünür bir sorun haline geliyor.
İster dolu savarlar etkilesin, ister küresel iklim değişikliği… Sebep ne olursa olsun hepimize düşen ortak görev, suya sahip çıkmaktır. Evde, tarlada, iş yerinde… Nerede olursak olalım, suyu tasarruflu ve bilinçli kullanmak zorundayız.
Unutmayalım; kuraklık “geliyorum” diyor. Biz görmezden geldikçe sessizce yaklaşıyor. Bugün alacağımız küçük önlemler, yarın büyük bir krizin önüne geçebilir. Çünkü suyu korumak; toprağı, doğayı ve geleceğimizi korumaktır.