Tasarrufun öneminden bahsettik. Küçük birikimlerimizi bir kenara koyduk diyelim. Peki bu parayı nerede saklamalıyız? Yastık altında mı, kasada mı, yoksa bankada mı? İşte bu noktada çoğu kişinin aklına aynı soru geliyor: Bankalar dost mu, yoksa düşman mı?
Bankalar aslında hayatımızı kolaylaştırmak için kurulmuş kurumlardır. Maaşlarımızı almak, faturaları ödemek, birikimlerimizi korumak ya da ihtiyaç duyduğumuzda kredi kullanmak için bize hizmet sunarlar. Yani bankalar, doğru kullanıldığında önemli birer yardımcıdır. Ancak bilinçsiz davranıldığında, gerçekten cebimizi zorlayabilirler.
Bir örnek düşünelim: Evinizde 50.000 liranız var. Bu parayı yastık altında saklarsanız, hem güvenlik riski olur hem de değerini kaybeder. Ama bankaya yatırırsanız, paranız güvende kalır ve belki küçük de olsa faiz getirisi sağlar. Yani bankayı doğru şekilde kullandığınızda, paranızı korumuş olursunuz.
Öte yandan, bankaların sunduğu bazı hizmetler dikkatli kullanılmazsa borç batağına sürükleyebilir. Özellikle kredi kartları ve ihtiyaç kredileri… Bankalar bu ürünleri bize kolaylık sağlasın diye sunar ama bilinçsiz kullanıldığında dost olmaktan çıkar, adeta düşman gibi görünür. Çünkü kontrolsüz borçlanma, yüksek faiz yüküyle geri döner.
Bankaların dost mu düşman mı olduğunun cevabı aslında bizim elimizde. Eğer bütçemizi yapıyor, harcamalarımızı bilinçli planlıyor ve bankaların sunduğu hizmetleri ihtiyacımıza göre kullanıyorsak, bankalar büyük bir kolaylık sağlar. Ama plansız, düşünmeden yapılan işlemler, bizi zora sokar.
Kısacası, bankalar ne dosttur ne de düşman. Onlar birer araçtır. Onları nasıl kullandığımız, dost mu yoksa düşman mı olacaklarını belirler.
Peki, bankaların en çok kullandırdığı araçlardan biri olan kredi kartları gerçekten hayatımızı kolaylaştırıyor mu, yoksa cüzdanımızdaki gizli tuzak mı? İşte önümüzdeki hafta bu sorunun cevabını arayacağız. “Kredi Kartı: Cüzdandaki Tuzak mı, Kolaylık mı?” yazımızda buluşmak üzere!