Ertelemenin Psikolojisi: Neden Başlamak Zor Gelir?

Abone Ol

🟢 Tembellik değil, duygusal bir savunma mekanizması… “Yarın yaparım” dediğimizde aslında hangi duygudan kaçıyoruz?

Hepimizin hayatında sık sık tekrarladığı bir cümle vardır: “Yarın başlarım.”
Sporu yarına bırakırız, bir e-postayı göndermeyi erteleriz, ya da sadece birkaç dakikalık bir işi günlerce süründürürüz. Çoğu zaman kendimizi suçlarız: “Tembelim, disiplinsizim.” Oysa psikoloji bize bunun bambaşka bir nedeni olduğunu gösterir. Erteleme, aslında duygularımızla baş etme biçimidir.

Bir işe başlamak, çoğu insanda kaygı, yetersizlik hissi veya hata yapma korkusu uyandırır. Beynimiz bu duyguları tehdit olarak algılar ve bizi “korumak” için o işi ertelemeye yönlendirir. Böylece kısa vadede rahatlarız, ama uzun vadede stres, suçluluk ve pişmanlık artar. Çünkü zaman geçtikçe ertelenen iş, zihnimizde büyür.

Bir başka neden ise mükemmeliyetçiliktir. “Ya tam olsun ya hiç olmasın” düşüncesi, çoğu zaman harekete geçmemizi engeller. “Hazır hissetmiyorum” ya da “şu anda uygun zaman değil” cümleleri, çoğu kez mükemmel başlamak isteğinin maskesidir. Oysa hiçbir başlangıç mükemmel değildir. Asıl ilerleme, o eksik ilk adımı atmakla başlar.

Bazen de erteleme, farkında olmadan içsel bir direniştir. Kimi zaman kontrolü elinde tutma çabası, kimi zaman da zorunluluklara karşı sessiz bir protestodur. “Benim istediğim zamanda yaparım” demenin bir yolu. Bu nedenle erteleme yalnızca bir alışkanlık değil, psikolojik bir mesajdır.

Ertelemeyi yenmenin yolu, zaman planlamasından önce duygusal farkındalıktan geçer.
Kendinize şu soruları sormayı deneyin:

“Bu işe başlamaktan neden kaçıyorum?”
“Hangi duygudan korunmaya çalışıyorum?”

Bu farkındalık, döngüyü kırmanın ilk adımıdır. Çünkü beyin tamamlanan her küçük görevi bir “başarı” olarak görür ve dopamin salgılar. Yani büyük işleri küçük parçalara bölmek, motivasyonu artırır. “Raporu yazmam lazım” yerine “sadece ilk paragrafı yazayım” demek bile zihni eyleme geçirir.

Kendinize kızmak yerine anlamayı deneyin. Erteleme, disiplinsizlik değil; kendini koruma çabasıdır.
Her “yarın yaparım” cümlesinin ardında aslında korku, yorgunluk ya da özgüven eksikliği vardır. Ve çoğu zaman ihtiyacımız olan şey, mükemmel bir plan değil, sadece şimdi başlamak cesaretidir.