SAĞLIK

Erken süt dişi çürümelerine dikkat !

Salihli İlçe Sağlık Müdürlüğü Koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Birimi’nden Diş Hekimi Şerif Ali Aluç, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Hafta kapsamında bu yıl ‘Erken Süt Dişi Çürümeleri’ ve ‘Travmatik Dental Yaralanmalara Doğru Müdahale’ temasının işlendiğini kaydeden Aluç, önemli açıklamalarda bulundu.

Erken Çocukluk Çağı Çürükleri

Altı yaşından daha küçük çocuklarda meydana gelen diş çürükleri, Erken Çocukluk Çağı Çürükleri olarak ifade edilmektedir. Süt dişleri çocukların beslenmeleri, konuşmaları ve gülümsemeleri için çok önemlidir. Aynı zamanda süt dişleri, kendilerinden sonra gelecek olan daimi dişler için de yer tutucu görevi yaparlar. Eskiden Biberon Çürüğü olarak da adlandırılan bu çürükler, çocukların ağız sağlığının yanında, genel büyüme ve gelişimlerini de olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yüzden önlenmeleri, önlenemedikleri durumlarda ise tedavi edilmeleri gerekir.

Erken çocukluk çağı çürükleri bebeklerde biberonun içerisinde bulunan süt ve meyve suyu gibi şeker içerikli besinler sebebiyle oluşur. Sütün içerisine şeker, bal, pekmez gibi tatlı besin eklemeleri yapmak da erken çocukluk çağı çürüğü oluşumunu arttırabilmektedir. Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce yada uyku sırasında bebek anne sütü ya da biberon emerse süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir. Uzun süreli ve özellikle uyku zamanlarındaki biberon kullanımlarında çürük riskinin artacağı düşünülmektedir, fakat biberonun kullanılması erken çocukluk dönemindeki çürük gelişimi için etkili tek faktör değildir Biberonun yanı sıra emziklerin ağlayan bebekleri susturmak amacıyla bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de erken çocukluk çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbonhidratlı-şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek; diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir.

Erken Çocukluk Çağı Çürüğünün Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenler

• Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önlemek

• Beslendikten sonra uyutmaya çalışmak

• Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmemek

• Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirmek

• İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizlemek.

• Yumuşak kıllı bir diş fırçası ile dişlerin fırçalanması

• Ailelerin kendi ağız bakımlarına dikkat etmeleri

• Kaşık veya besinlerin ortak paylaşımının engellenmesi

• Florür uygulanması

• Diş hekimi kontrollerinin yapılması

DENTAL TRAVMALAR

Travmatik dental yaralanmalar (dental travma); dişlerde kırık, yer değiştirme veya diş kaybı ile sonuçlanan çoğunlukla ani gelişen sağlık sorunlarıdır. Dental travmalar; tüm yaralanmaların yaklaşık %5’ini oluşturur. Çocukların %25’i (4 çocuktan 1’i) yaşamları boyunca en az bir kez dental travma geçirmektedir. Düşme, çarpma, spor faaliyetleri ve trafik kazaları; dental travmaların en sık nedenleridir. Otizm, epilepsi, serebral palsi ve görme engeli gibi özel durumu olan kişilerde risk daha fazladır. Travmalar; estetik, fonksiyonel ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Ülkemizde 6-12 yaşları arasında toplam 4956 çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada en sık görülen trav¬ma tipinin mine kırığı (%44,6) olduğu bildirilmiştir (Altun ve ark. 2009). Süt dişlerini ilgilendiren dental yaralanmalarda kaza yerinde yapılabilecek diş ve çevre dokuları ilgilendiren uygulamalar sadece kanama kontrolü ile sınırlıdır. Girişimsel uygulamalar sadece diş hekimi tarafından gerekli tetkikler yapılarak diş kliniğinde uygulanmalıdır. Diş hekimi dışında hiçbir sağlık ve yardımcı sağlık personeli tarafından dişe ait bir uygulama yapılmamalıdır.

Süt dişinin tümüyle yerinden çıktığı avülsiyon vakalarında ise replantasyon yapılmaz fakat mutlaka diş hekimi kontrolü gereklidir.

Süt dişindeki yaralanmaya yaklaşımı ve tedavi planlamasını 3 faktör belirler

1. Süt dişinin ağızda kalma süresi tedavi biçimini etkiler. Darbelerden en çok etkilenen ön keser dişler yaklaşık 6-7 yıl ağızda kalırlar ve bu açıdan bakıldığında tedavi planlamasında çocuğun yaşı değerlendirilerek süt dişlerinin çekimi tercih edilebilir.

2. Süt dişi kökünün altında gelişmekte olan daimi diş ile yakın komşuluğu tedavi planlamasında rol oynar. Yaralanmanın yaratacağı hasara ek olarak uygulanacak tedavinin daimi dişteki etkisine göre bir tedavi planlaması yapılması uygundur.

3. Yaş küçüldükçe çocuğun etkin bir şekilde tedavisi zorlaşır ve yine yaşa bağlı olarak denge ile ilgili sorunlar yaşayan çocukta tekrarlayan yaralanmalar prognozu olumsuz etkiler..

Süt Dişi Avülsiyonu:

Süt dişinin alveol soketi içinden tümüyle çıkmasıdır (Resim 7). Replantasyon öne¬rilmez. Avülsiyon çok şiddetli bir yaralanma olduğu için daimi dişte sekel oluşma olasılığı çok yüksektir ve erken süt dişi kaybı nedeni ile ortodontik problemler gelişebilir. Bu nedenle hasta daimi diş sürene kadar düzenli olarak takip edilmelidir.

Dişin Muhafaza Edilmesi

• Diş Köküne Dokunulmamalıdır: Dişin kök yüzeyindeki periodontal ligament dokuları, dişin yeniden yerine yerleştirilmesi için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle dişin sadece beyaz taç kısmından tutulması gerekmektedir.

• Diş Yıkanmamalıdır: Yerinden çıkan diş musluk suyu gibi dezenfekte edilmemiş sıvılarla yıkanmamalıdır, çünkü bu işlem periodontal ligament hücrelerine zarar verebilir.

• Süt İçerisinde Saklama: Diş, steril bir kaba yerleştirilmiş süt içerisinde muhafaza edilmelidir. Süt, dişin hücresel bütünlüğünü koruyan izotonik özelliklere sahiptir ve dişi geçici bir süre canlı tutabilir.

• Alternatif Saklama Yöntemi: Eğer süt bulunamıyorsa, diş dikkatlice tükürük ile temizlenerek hastanın yanak içinde tutulabilir. Ancak bu yöntemin uygulanması sırasında dişin yutulma riski göz önünde bulundurulmalıdır.

Dişin yeniden yerine yerleştirilmesi (reimplantasyon) ve uzun vadeli stabilizasyonu için ilk 1 saat kritik öneme sahiptir. Bu süre içinde diş hekimine ulaşılarak dişin sokete yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Diş hekimi, gerekli durumlarda dişi splintleme ile stabilize edebilir ve enfeksiyon riskine karşı tedavi uygulayabilir.

Uyarılar ve Önlemler

• Diş, yerine zorla yerleştirilmeye çalışılmamalıdır.

• Dişi muhafaza etmek için alkol, antiseptik solüsyonlar veya kurutucu maddeler kullanılmamalıdır.

• Diş hekimine ulaşana kadar, diş yuvası tahriş edilmemeli ve enfeksiyon riskini artırabilecek müdahalelerden kaçınılmalıdır.