Bir Daha Hayatlar

Abone Ol

Olağanüstü bir süreç sonunda Dünya’ya ayak basmasıyla henüz kendisinin nasıl bir yolun beklediğini bilmeden zamanın elini tutar. Bu yolda sevinçler, üzüntüler, acılar, heyecanlar, en derin duygular, anlamsız kötülükler, ve insan olmasını sağlayan asil iyiliklerle karşılaşacaktı. Zaman bazen O’nu yol kenarına bırakacaktı, şaşıracaktı, ne var ki yol sürecekti. Bazen de en güzel manzaralarla karşılaşacaktı. Şaşırması sürecekti. Her yeni durum biraz anlama, biraz merak, biraz öğrenme, biraz korku yaratsa da zamanın, bir başkası olmamız için çaba sarf ettiğini bilecekti. Peki hayat neredeydi ? O arkamızdan gelecekti. O nu görebilsek çok iyi olurdu ancak hiç göremeyecektik. Bu muhteşem yol zamanın elimizi bırakmasıyla son bulacaktı.

Hayatlarımız boyutları yüksek ve hırçın dalgaları olan denizlerde hareket eden gemilere benzer. Hiç bir gemi acı çekmeden, üzülmeden, sabırlı olmadan bir limana varamaz. Limana sığınsa da huzuru bulduğunu sansa da orada da kalamaz. Yeni limanlara doğru hareket eder sığınmak ister. Ancak hangi limanlarda huzuru bulduğu tartışılabilir. Aslında hiçbir limanda huzurlu olmayacaktır. Bir limanda güçlü bir zincirle bağlanmış olabilir bu durumda da özgür değildir. Oradan oraya dolaşırken dalgaların kendine verdiği acıları asla unutamaz. Hayatlarımız tam böyle bence.

Zengin olalım fakir olalım, nerede nasıl yaşadığımız önemli değil. İster saraylarda ister basit bir odada nihayet bir gün veda vakti gelecek. Geçen zaman içinde kendimize ve çevremize, insanlara , insanlığa neler kattığımızı sormalıyız, olması gereken bir hayat sürdük mü ? kendimize yakışan bir hayatımız oldu mu? hayatımızın bir anlamı oldu mu.? Bu yazıda da yine büyük bir yazarın Luis Borges’in seksen beş yaşına geldiğinde insana, insanlığa hayata yeniden başlasaydım seklinde başlayan önerilerini aktarıyorum.

‘’Eğer hayata yeniden başlayabilseydim. İkincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırt üstü yatardım. Neşeli olurdum. İlkinde olmadığı kadar. Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Daha çok yolculuk yapardım. Gün doğumunu daha çok izlerdim. Daha çok dağlara tırmanırdım.

Daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Bezelye yi az yerdim. Daha çok dondurma yerdim.

Elbette mutlu anlarım oldu ama yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız olduğum mutlu anlarım olmasını isterdi.

Farkındamısınız bilmem zaman yaşam budur zaten. Anlar sadece anlar. Sizde ‘’Anı’’ yaşayın.

Hiçbir yere yanımda termometre, su, şemsiye, paraşüt almadan gitmeyen insanlardanım. Yeniden başlayabilseydim eğer yanımda hiçbir şey taşımazdım.

Eğer yeniden başlayabilseydim. İlk baharda ayakkabılarımı fırlatır atardım. Ve Sonbahar bitinceye kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar keşfeder güneşin tadını çıkarırdım. Çocuklarla oynardım bol bol. Bir şansım olsaydı eğer. Ama işte seksen beşindeyim ömrümün. O an yaklaşıyor. ‘’ Huzurlu hayatlar dileğimle………..